Yaşlılık döneminde bazen kişi kendini huzursuz, yalnız hissedebiliyor, çevresine faydalı olmadığını düşünebiliyor. Yaşlılık kişiye beraberinde sosyal, sağlık ve fiziksel aktivite gibi farklı alanlarda sınırlamalar da getirebiliyor. Bu da kişiyi psikolojik açıdan yıpratabiliyor. Yaşlılığın kişinin önemsiz olduğunu göstermediğinin altını çizen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Dan. Suna Basmacı, “Kendi sınırlarımızı kabul edip, yeni rollere ve değişen durumlara açık olup bunları kabullenmek, yaşlılık dönemimizde yaşadığımız kaygıların azalmasına da yardımcı olabilir”
Yaşlanma, yetişkinlik uzadıkça yaşamın ilerleyen dönemlerinde fiziksel ve psikolojik değişikliklerin meydana geldiği bir aşama olarak tanımlanıyor. Genel olarak yaşlılık tanımlamada vücudumuzdaki fizyolojik değişiklikler, psikososyal faktörler, kronoloji gibi farklı kriterlerin de dikkate alındığı bir dönem olarak kabul ediliyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Dan. Suna Basmacı, yaşlanmanın hayatın zorluklarını beraberinde getirdiğini, bununla beraber kişilerin bazen zihinsel olarak sağlıklı ve güçlü kalmakta zorlanabileceğini hatırlatıyor. Yaşlılık döneminde huzur ve pişmanlık arasında bir çatışmanın tetiklenebileceğini belirten Uzm. Psk. Dan. Basmacı, “Bu zamana kadar kendini tamamlayan insan daha önceki koyduğu hedeflere ulaşmış, geçmişinde yaptıklarından pişman olmaz. Huzursuzluk yaşayan birey ise keşkeler ile yaşamaya devam eden, erişkinlik döneminde yapamadıklarından dolayı pişmanlık yaşar” diyor.
Yaşlılık döneminde yeni rollere açık olup bunları kabullenmek gerek
Uzm. Psk. Dan. Basmacı, yaşlanmanın tıpkı çocukluk ve ergenlik dönemimiz gibi doğal bir süreç olduğu için, yaşlılık sürecini kabul etmemenin depresyon ve kaygı sorunlarını da yanında getirebileceğinin altını çiziyor. Yaşlılık dönemiyle beraber sorumluluklarımız, işlevsel yeteneklerimizde azalabiliyor. Bu dönemde kişinin artık eskisi kadar önemsenmediğini, çevresindeki insanlara yardımcı olamadığını düşünüp, yalnızlaşmış hissedebileceğini anlatan Uzm. Psk. Dan. Basmacı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bir olay yaşadığımızda, bizi üzen olayın kendisi değil! Aslında olaya yüklediğimiz anlam, düşünceler bizi üzüyor. Örneğin; emekliye ayrılmış bir birey artık eskisi kadar torunlarına yardımcı olamayacağını, birlikte az vakit geçirdiklerini, yanında olamayacağını düşünüp, üzüntü ruh haline girebilir. Yaşlılıkla birlikte torunlarıyla birlikte fiziksel aktivite olarak çok zaman geçirememesi, torunlarında büyüdüğü için yardım istediği konular değişmiş olabilir. Torunlarının sorunları olduğunda dinlemek, karar almalarında yardımcı olmak, geçmişte kendi yaşadığımız deneyimlere göre yol göstermek de aslında bir yardım etme biçimidir. Sadece insanlara yardım etme yöntemimiz değişmekle birlikte, bu bizim önemsiz olduğumuzu ve insanlara yardım edemeyeceğimizi göstermez. Kendi sınırlarımızı kabul edip, yeni rollere ve değişen durumlara açık olup bunları kabullenmek, yaşlılık dönemimizde yaşadığımız kaygıların azalmasına da yardımcı olabilir.”
Endişelerle baş edemiyorsanız, bir uzmandan destek alın
Yaşlanmak ekonomik, sosyal, sağlık ve fiziksel aktivite olarak da kişiye bir sınırlama getirebiliyor. Emekli olan bir bireyin eski arkadaş çevresi azalıp yalnızlaşabiliyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Dan. Suna Basmacı, böyle durumlarda kişinin ailesiyle daha çok zaman geçirip, yeni aktivitelere başlayıp veya hobiler edinip yeni insanlarla tanışıp beraber zaman geçirebileceğini söylüyor. Uzm. Psk. Dan. Basmacı, “Eskisi kadar insanlara yardımcı olamadığınızı düşünüyorsanız gönüllü işler yapıp, yaşantısal deneyimlerinizle insanlara yardımcı olabilirseniz. Eskisi kadar yoğun fiziksel aktivite yapamıyorsanız, düzenli yürüyüşler, yoga, egzersizler yaparak fiziksel olarak aktif kalabilirsiniz. Önemli olan yaşlılıkla beraber yapamadığımız şeylere üzülmek yerine sınırlarımızı kabul edip, eskiden yaptığınız aktiviteleri neyle değiştirebileceğinizi bulup, yapmaya devam etmek. Eğer iş hayatınız, kariyeriniz hayatınızda büyük bir yer tutuyorsa ve bunu artık yapamıyorsanız, özgüveniniz düşüp üzüntü yaşayabilirsiniz. İş hayatınızın yerine geçebilecek yeniliklere açık olup, yeni bir aktivite bulana kadar yeni şeyler deneyebilirsiniz. Yaşlılık döneminde yaşadığınız endişelerle baş edemiyorsanız, bir uzmandan destek almak için psikologla görüşüp yardım alabilirsiniz” diyor.
Psikolojiyi kuvvetlendirecek altın değerinde 10 öneri
Yaş ilerledikçe hareketliliğin de yavaşladığını hatırlatan Uzm. Psk. Dan. Basmacı, özellikle 60 yaş üstü kişilerin sosyalleşmekten uzaklaşıp yalnız kalabileceğinin altını çiziyor. Sevilen insanların veya eşin ölümünün, o kişiyi daha da yalnızlığa sürükleyebileceğini söyleyen Basmacı, bu dönemde psikolojiyi kuvvetlendirebilecek önerilerini şöyle sıralıyor:
- Egzersiz yapmak: Yaşlanmayla beraber fiziksel hareketlerde de azalmalar olur. Ancak gençlik hatta çocukluk çağının ilk başlarından itibaren düzenli egzersiz yapan kişilerde, yaşlanma sürecinde de fiziksel olarak gerileşme daha az olur.
- Günlük gazete okumak: Birçok yaşlı birey gündemi pek fazla takip etmez. Aksine günlük hayatı takip etmek, siyaseti takip etmek, gündemi takip etmek, kişiyi zihinsel olarak da dinç bir şekilde tutar. Bunamayı geciktirir.
- İnsanlarla ilişkiyi devam ettirmek: Eski çalıştığınız yere bazen uğramak, arkadaşlarınızla sosyalleşmek sizi hayatın içinde tutacak ve dinç hissettirecektir.
- Gönüllü işlerle uğraşmak: Belli bir yaş itibarıyla hayatta kazandığınız deneyimleri başkalarına aktarıp insanlara yardımcı olmak, size işe yarar bir insan olduğunuzu daha da fazla hissettirir.
- Dışarıda vakit geçirmek: Birçok yaşlı çeşitli nedenlerle evden pek çıkmayı istemez. Oysa dışarı çıkıp dolaşmak, yeni birçok uyarana maruz kalmayı sağlar. Bu da o kişiyi oldukça hazır ve zinde tutar.
- Beslenmeye devam etmek: Sağlığa dikkat etmek ve hastalanmamak için en önemli yol beslenme düzenine dikkat etmektir.
- Gençlerle sohbet etmek: Gençlerle görüşmek ve iletişim kurmak, o kişiyi hayatın içinde kalmaya teşvik eder.
- Hobi edinmek: Özellikle emekli olan insanlar üretmeye daha fazla alışkındırlar. Bir anda üretimi devam ettirmemek işe yaramazlık hissi oluşturur. Bunlardan dolayı mutlaka uğraşacak bir alan olmalı.
- Seyahat etmek: Ekonominiz el verdikçe seyahat etmek, yeni yerleri keşfetmek kişinin öğrenme ihtiyacını diri tutar.
- Yaşadığınız şehri gezmek: Birçok kentte yaşlıların belediye otobüsüyle ücretsiz seyahat gibi olanakları vardır. Kişinin kendi mahallesinden çıkıp bir başka mahalleye gitmesi çevresel teması arttırır ve zihinsel fonksiyonları diri tutar.