İTO aşkanı Şekib Avdagiç, yemek kartı veren tüm yabancı firmaların, saygısız bir şekilde, kurallara uymadan en az 5 milyon çalışanın ve tüccarın aleyhine bir süreci dayattıklarını belirterek, “Böyle mi kardeşim, siz bunu bize dayatıyor musun? Biz de diyoruz ki, günde 25 liradan ayda 625 lirayı o çalışanın yemek kartına değil, para kartına biz yatıracağız. İTO olarak hazırlıklarımızı yaptık, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bu radikal öneriyle gidiyoruz” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yemek kartı veren tüm yabancı firmaların, saygısız bir şekilde, kurallara uymadan en az 5 milyon çalışanın ve tüccarın aleyhine bir süreci dayattıklarını belirterek, “Böyle mi kardeşim, siz bunu bize dayatıyor musun? Biz de diyoruz ki, günde 25 liradan ayda 625 lirayı o çalışanın yemek kartına değil, para kartına biz yatıracağız. İTO olarak hazırlıklarımızı yaptık, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bu radikal öneriyle gidiyoruz” dedi.
Avdagiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğle yemeği için çalışanlara verilmiş hak olan yemek kartı ya da diğer adıyla yemek çekleri için restoranların kart veren yabancı şirketlere ödedikleri komisyon oranları ve uygulamaların mağduriyet oluşturduğunu söyledi.
Yemek kartı veren tüm yabancı firmaların, saygısız bir şekilde, kurallara uymadan en az 5 milyon çalışanın ve tüccarın aleyhine bir süreci dayattıklarını belirten Avdagiç, “Bu firmalarla görüşmelerle, nezaketle, basiretle, ferasetle bu işin gideceği yer kalmadı. Yabancı yemek kartı şirketlerinin mantıklı bir adım atma konusunda hiçbir iradeleri olmadığı artık net şekilde belli oldu.” diye konuştu.
Avdagiç, yemek kartları uygulamasıyla ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığına taşıyacakları öneriyi şöyle anlattı:
“Bir çalışan var, diyelim 5 bin lira brüt maaşı var. Net maaşı 3 bin 400 lira. Devlet diyor ki, işletmede yemek yemiyorsa, çalışanın maaşından ayrı bir mekanizma oluşturun, vergi ve SSK paketine dahil olmayacak şekilde bir sistem oluşturun. Buna da işveren bugünkü rakamla günlük 25 liradan ayda -25 gün çalışıyorsa- 625 lirayı yemek kartına yüklesin. Çalışan da bunu yüklendiği gibi herhangi bir kesinti olmadan harcayabilsin. Böyle bir mantık. Fakat zaman içinde yemek kartı veren tüm yabancı firmalar, sorumsuzca bir süreci tüccara dayatıyorlar. Bunu şiddetle reddediyoruz.
Çalışanımın yemek kartına ayda 625 lira para mı yatıracağım? İsteyen işveren yemek kartına yatırsın. Ama bizim önerimiz şu: Yine maaş hesabı ile karışmaması için, o çalışanın kredi kartına ya da banka kartına biz bu bedeli yatıralım. O zaman ne arada yüzde 6 komisyon kalacak, ne yüzde 70’ini zorla, emrivaki ile birilerinden daha pahalı aldırma konusunda dayatma kalacak. Bu arkadaşlarımız güzel hizmet veriyorlarsa, rasyonel, rekabetçi hizmet veriyorlarsa, o zaman bu hizmeti alanlar ben bunu para kartına yatırmayayım, yemek kartına yatırayım der ve sistem devam eder.”
“Hiç kimse benim üyelerimin IQ’su ile alay etmesin”
İTO Başkanı Avdagiç, yemek kartı için restoranların ödedikleri komisyon oranının 2018’de çıkarılan yönetmelik uyarınca yüzde 6 ile sınırlandırıldığını, buna rağmen, kart firmalarının “erken ödeme komisyonu” adı altında bu komisyonu yüzde 8’e kadar çıkardıklarını dair yoğun şikayetler aldıklarını söyledi.
Yemek kartı firmalarının talep eden her markete POS cihazı vermediklerini ifade eden Avdagiç, yemek kartı firmalarının perakende işletmelere erken ödeme iskontosu kestikleri halde, yemek kartı kullanımlarının karşılığı olarak yapmaları gereken ödemeleri yapmadıklarını kaydetti.
Avdagiç, üstelik yemek kartı firmalarının bu miktara karşılık gelen tutarda belli yerlerdeki tedarikçilerden öngörülen mal kalemlerini öngörülen fiyat seviyesinden satın almaları için işletmeleri zorladıklarını da savundu.
Avdagiç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yok erken ödemeydi, yok blokajdı, yok şunun farkıydı, yok daha ucuza alacağım malı daha pahalıya onun istediği yerden almak zorunda bırakmaktı… Benim tüccarım hangi malı nereden, kaç paraya alacağını bilmiyor da bu muhterem yemek kartı firmalarının sahiplerine diyor ki, ‘Aman ne olur siz bize uygun bir kaynak gösterin, biz gidip oradan alalım!’… Hiç kimse benim üyelerimin, İTO tüccarının IQ’suyla alay etmesin. Edene bunun hesabını sorarız.”
Neden BirGün?
Bağımsız bir gazete olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir gazeteciliği hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.
Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.
Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün BirGün’e Abone Ol.
BirGün; seninle güçlü, seninle özgür!
BirGün’e Destek Ol