George Mallory ve Sandy Irvine’nin Kayboluşu
1924 yılında Everest’e üçüncü tırmanışlarında kaybolan İngiliz dağcı George Mallory ve arkadaşı Sandy Irvine’in hikayesi, yıllar sonra bile merak konusu olmaya devam ediyor. Mallory’nin cesedi 1999 yılında bulunmuş ancak Irvine’e hala ulaşılamamıştı.
Mallory’nin Eşine Yazdığı Mektuplar
George Mallory’nin eşi Ruth Mallory’ye tırmanış girişimleri sırasında yazdığı mektuplar, 100 yıl sonra mezun olduğu Cambridge Magdalene Kolej tarafından paylaşıldı. Bu mektuplar, Mallory’nin Birinci Dünya Savaşı izlenimlerinden, ABD ziyaretine kadar çeşitli konuları içeriyor.
Mektupların Değerli Yönü
Okul arşiv görevlisi Katy Green, Mallory’nin mektuplarının onun hayatındaki detaylara ışık tuttuğunu belirtiyor. Mektuplar sayesinde, Mallory’nin sesini duymak ve onun yaşamına doğrudan bir pencereden bakmak mümkün oluyor.
Mallory’nin Son Mektubu
Green, Mallory’nin son mektubunda sağlık sorunlarına ve tırmanışın duygusal yüküne değindiğini aktarıyor. Mallory’nin mektupları, onu yakından tanıyan diğer aydınların hayatlarına da dokunuyor.
George Mallory’nin Everest Dağı’na yaptığı keşif gezisi sırasında eşine yazdığı mektupta ifade ettiği, “Sevgilim, bu tamamen heyecan verici bir iş, beni nasıl etkilediğini ve umut olduğunu sana anlatamam” sözleri ise duygusal bir dokunuş sağlıyor.
Mektupların Etkisi
Katy Green, mektupları okurken George Mallory’nin hayatına derinlemesine bir bakış açısı kazandıklarını ve onun hikayesine daha fazla yaklaştıklarını ifade ediyor. Mallory’nin sonunun ne olduğunu bile bile, mektuplar aracılığıyla onun duygularını ve düşüncelerini anlayabilmek büyük bir değer taşıyor.