Kalın Haber

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Dünyada yenilenebilir enerjiye yönelim artıyor

Dünyada yenilenebilir enerjiye yönelim artıyor

Basin Bülteni Basin Bülteni - - 10 dk okuma süresi

Dünyada enerjiye talep her geçen gün artıyor. Covid-19 ile birlikte enerji talebi durağanlık yaşasa da bu durum çok uzun sürmedi, ekonominin canlanması ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte enerji talebi tekrar yükselişe geçti. Yenilenemeyen doğal kaynakların azalması, enerji üretiminin başlıca sorunları arasında yer alırken buna çözüm olarak konuşulan yenilenebilir enerji kaynakları, tüm dünyada yükselişini sürdürüyor.

Küresel enerji tüketimi, nüfusla orantılı olarak her yıl artarak devam ediyor. 2035 yılına gelindiğinde 1998 yılında tüketilen enerji miktarının iki katı, 2055 yılında ise üç katı olacağı tahmin ediliyor. Hem doğal kaynakların hızla yok olması hem de bu kaynakların çevreye verdiği zarara karşı elektrik üretimi için ‘yenilenebilir enerji kaynaklarına’ yönelim tüm dünyada gündemde. Kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara ihtiyaç duyulmadan enerji üretmek için yapılan çalışmalar son sürat devam ediyor. Uzmanlar tarafından enerji kaynaklarına yönelik teknolojiler geliştiriliyor. Gerek devlet politikaları gerek vatandaşların daha da bilinçlenmesiyle dünyada ‘yeşil enerjiye’ yönelim de arttı.

Tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgını, küresel enerji talebini etkilemeye devam ediyor. Covid-19’un etkisinin yoğun olduğu 2020’de küresel enerji talebi yüzde 4 düşmüştü. Bu, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük düşüş ve şimdiye kadarki en büyük mutlak düşüş olarak kayıtlara geçti. 2021’de ise covid-19 önlemleri kapsamında getirilen kısıtlamalar kalktıkça ve ekonomiler düzeldikçe enerji talebi de artmaya devam ediyor. Gelişmekte olan pazarlar, enerji talebini 2019’daki seviyelerinin üzerine çıkarıyor. Enerji talebinin giderek daha da artacağı tahmin ediliyor.

 

Enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 30’a çıkabilir

Doğal kaynakların da biteceğini öngören uzmanlar, artan bu enerji talebini karşılamak için yenilebilir enerji politikalarını gündemde tutuyor. EMBER’in 2021 Küresel Enerji Raporu’na göre, elektrik üretimindeki yenilenebilir kaynakların payının 2021’de tüm zamanların en yüksek seviyesi olan yüzde 30’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Nükleer ve yenilenebilir enerji toplamının dünyadaki kömür santrallerindeki elektrik üretimini geçeceği öngörülüyor. Doğal kaynaklardan petrolün 50 yıl, doğalgazın ise 200 yıl içinde tükeneceği de tahminler arasında. Karbondioksit emisyonlarını azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları bakımından da yenilebilir enerji kaynakları önem kazanıyor. Hem doğal kaynakların tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olması hem de bu kaynakların doğaya verdiği zararın değerlendirilmesiyle yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim gittikçe artıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında, hidro, jeotermal, güneş, rüzgâr, odun, bitki artıkları, biyokütle ve gel-git bulunuyor.

 

Dünyada yenilenebilir enerji yükselişte

IEA’nın Küresel Enerji 2021 raporuna göre, 2020’de küresel elektrik talebindeki düşüşle birlikte rüzgâr ve güneş enerjisinin öncülüğünde yenilenebilir enerji rekor düzeyde büyüdü. Yenilenemeyen kaynaklara talep yüzde 3’ten fazla azaldı. Kömür, 2020’de tüm elektrik kaynakları arasında 440 TWh düşüşle en çok etkilenen oldu. Gazla çalışan elektrik santralleri, üretimde diğerlerine kıyasla daha az düşüş yaşadı. Petrol, 2012’den bu yana kesintisiz küresel düşüşünü sürdürerek yüzde 4,4 azaldı.

 

Rüzgâr enerjisi artış gösterebilir

2021 Küresel Elektrik Raporu’na göre, “yenilenebilir enerji covid-19 döneminin başarı hikayesi olmaya” devam ediyor. Yenilenebilir enerji talebi 2020’de yüzde 3 arttı. Elektrik sektörü, yenilenebilir enerji talebinin yüzde 8’den fazla genişlemesi ile 8300 TWh’ye ulaşarak mutlak olarak rekor seviyedeki en büyük yıllık büyümeyi işaret ediyor. Yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının, Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana en yüksek payı alarak neredeyse yüzde 30’a çıkması bekleniyor. Yenilenebilir enerji üretiminde en büyük paya sahip alan ise rüzgâr enerjisi. Rüzgârın 2020’dekinden 275 TWh veya yaklaşık yüzde 17 büyüyerek en büyük yenilenebilir enerji üretimi artışını yaşayacağı öngörülüyor. Uzmanlar güneş enerjisinden elektrik üretiminde de yüzde 18 artış yaşanacağı görüşünde.

 

Yenilebilir enerjinin payı Türkiye’de yüzde 43’ çıktı

Dünyada 2015 yılında toplam elektrik üretiminde tüm yenilenebilir ve nükleer enerjinin payı yüzde 34 iken bu sayı 2020’de yüzde 39’a çıktı. Türkiye’de 2015 yılında toplam elektrik üretiminde tüm yenilenebilir enerjinin payı yüzde 33 iken bu sayı 2020’de yüzde 43’e çıktı.

 

Türkiye’deki son durum ne

Türkiye’de kaynak bazında elektrik üretimine bakıldığında kömürün payı yüzde 34, doğalgaz ve petrolün payı yüzde 23, hidrolik, biyoenerji ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 31, rüzgâr ve güneş enerjisinin payı ise yüzde 12. Bu tabloda yenilebilir enerji kaynaklarının Türkiye’deki elektrik üretimindeki payının giderek arttığı ortaya çıktı. 2020’de Türkiye’de üretilen toplam elektriğin yüzde 43’ünü yenilenebilir enerji kaynakları oluşturdu.

 

Nükleer enerji santrali yapım aşamasında

Bir başka yenilenebilir enerji kaynağı olan nükleer enerji santrali için ise çalışmalar devam ediyor. 2017 yılında başlayan Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali inşaatı Akkuyu santralinin 2026’ya kadar çalışır duruma getirilmesi planlanıyor. Dört üniteden ilkinin ise 2023 yılına kadar çalışmaya başlaması planlanıyor. Hükümetin hedefi ise 2030 yılına kadar iki nükleer enerji santrali daha inşa etmek.

 

Son beş yılda Türkiye’de enerji üretimindeki değişim

Uzmanlara göre Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları yönünden dünyanın şanslı bölgelerinden birinde yer alıyor. 2021 Küresel Elektrik Raporu’na göre, kömürden elektrik üretimi iki yıldır düşüşte. Uzmanlar iki yıldır süregelen elektrik talebindeki durgunluk ile rüzgâr ve güneş enerjisi üretimindeki artışın, kömürü geri plana düşürdüğünü belirtiyor. Rapora göre, bu 7 TWh azalmanın esas nedeni, elektrik talebindeki büyümenin son iki yılda geçici bir duraklama dönemine girmiş olması. Ayrıca 2020’de doğalgazdan elektrik üretiminde yaşanan artış da kömürden üretimin daha geri planda kalmasına neden oldu. Rapora göre, Türkiye’deki son beş yıllık değişimler şöyle:

Yenilenebilir enerji 2015 yılında elektrik üretiminin yalnızca üçte birini oluştururken 2020 yılında yaklaşık yarısını (yüzde 43) oluşturdu.
2015’ten bugüne rüzgâr ve güneşin payı toplam enerji üretimindeki payını üçe katladı.
Rüzgâr ve güneş enerjisi, 2020’de Türkiye’deki üretimin yüzde 12’sini oluşturdu.
Dünyada rüzgâr ve güneş enerjisinin üretim payı, son beş yılda iki katına çıkarken Türkiye’de yaklaşık yüzde 4’ten, yüzde 12’ye yükselerek üç kat artış elde edildi. Dünya ortalaması ise yüzde 9.4. Türkiye bu artış ile dünya ortalamasının da üzerinde bir performans sergiledi ve ABD’yi dahi geride bıraktı.
Rüzgâr ve güneş enerjisi, son beş yılda toplam üretimdeki paylarını yüzde 4’ten yüzde 12’ye (+23 TWh) çıkardı.
Hidroelektrik, Türkiye’de başlıca yenilenebilir elektrik kaynağı olmayı sürdürüyor ancak üretimdeki payı 2020 yılında, 2015 yılındaki oran (yüzde 26) ile aynı olarak kaydedildi.
Elektrik üretiminde doğalgazın payı, son beş yıl içinde yüzde 37’den yüzde 23’e düştü.
Kömürden elektrik üretimi 2015 yılından bu yana yüzde 39 (+28 TWh) büyüme gösterdi. 2020 yılında ise yüzde 6 oranında düştü.

İlgili Yazılar