Beykoz Belediyesini ziyaret eden Bakan Kurum, ilçede gerçekleştirilen projelere ilişkin düzenlenen toplantıya başkanlık etti.
Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kurum, Beykoz’un güzelliklerine güzellik katabilmek, vatandaşların mülkiyet, imar problemlerine ilişkin çözümleri yapabilmek adına istişarelerde bulunduklarını söyledi.
Bakan Kurum, hep birlikte vatandaşların bu problemlerini çözebilecek istişareleri yaptıklarını dile getirerek, mülkiyet problemlerine ilişkin daha önce adımları atmış ve vatandaşlara tapularının teslimlerini yaptıklarını, şimdi de tüm Beykoz geneline ilişkin imar planı çalışmalarını, buradaki doğal dokuyu koruyarak korunması gereken alanları, tarihi yapıları gün yüzüne çıkaracak çalışmaları büyük bir hassasiyetle yürüttüklerini ifade etti.
Beykoz’daki imar planı çalışmaları
Bu çerçevede daha önce Çavuşbaşı ve Görele mahallelerinin de içinde bulunduğu 4 bin 100 hektarlık alanda sit derecelendirme çalışmasını tamamladıklarını, imar planı çalışmalarında da son safhaya gelindiğini, gelecek hafta Çavuşbaşı ve Görele mahallelerinin imar planlarını onaylayıp vatandaşlara bu noktadaki imar problemlerini de çözmüş olacaklarını aktaran Kurum, şunları kaydetti:
“Burada doğrudan 50 bin vatandaşımızı ilgilendiren Beykoz Belediyemiz ile Bakanlığımızın çok hassas bir çalışma yürüttüğünü söylemek isterim. Bu çerçevede tabii etaplar halinde Beykoz’umuzdaki imar planı çalışmalarını yürütüyoruz. İkinci alanımız Gümüşsuyu Karlıtepe bölgemiz. Burada da ayrıntılı jeolojik etütlerimizi yapıyoruz. Yerleşime uygun alanları, korunması gereken alanların bir bir tespitlerini yapıyoruz. 214 hektarlık bir alanda da yine Gümüşsuyu’nda, Karlıtepe bölgemizde çalışmamızı yürütüyoruz ve 8 bin 200 vatandaşımızı ilgilendiren bu çalışmayı da inşallah ağustos ayı itibarıyla neticelendirip vatandaşlarımızın imar problemleriyle ilgili sorunlarını da çözmüş olacağız. Beykoz’un geneli için tabii bu ETBAR çalışmalarını ekolojik temelli yürütüyoruz. Bilimsel çalışmalarımızla bir yandan ilçemizdeki o yeşil alanları, doğal yapısını koruyacak, diğer yandan da vatandaşlarımızın imar ve mülkiyet problemlerini çözecek adımlarımızı atıyoruz. Bütün Beykoz’un yıllardır Beykozlu vatandaşlarımızın, İstanbul’umuzun merakla beklediği çalışmaları inşallah yıl sonu itibarıyla tüm alanda ETBAR çalışmasını tamamlıyoruz. Beykoz’un genelinde bu tarihi alanlarımızın, sit alanlarımızın korunarak imar problemlerinin de 2022 yılının ilk çeyreğinde, yani mart ayına kadar tamamlayıp vatandaşlarımızın önünü bu noktada açmış olacağız.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Beykoz’un siluetine yakışır bir yapılaşma ve vatandaşların can ve mal güvenliği riskini ortadan kaldıracak adımları atmış olacaklarını belirterek, 2023 yılına giderken Beykoz’da bu noktada hiç bir problem kalsın istemediklerini vurguladı.
Tokatköy’deki durum
Beykoz’un çok önemli bir alanı olan Tokatköy’de riskli yapıların olduğunu hatırlatan Kurum, “Burada riskli alan ilanı yaptık, vatandaşlarımızla görüşmelerimizi başlattık. Bu çerçevede 660 hak sahibi vatandaşımız var. Burada o doğal yapıya uygun, zemin artı 4’ü geçmeyecek bir proje hazırladık. Bu çerçevede ihalemizi ağustos ayı itibariyle yapıyoruz ve bu bölgede Beykoz’a yakışacak, oradaki riskli yapılarda oturan vatanlarımızın can güvenliği riskini ortadan kaldıracak adımı da yine Bakanlığımız, Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğümüz ve Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz eliyle yapacağız. Ağustos ayı itibariyle inşaatlara başlayıp, önümüzdeki yıl sonu itibariyle de bu alanda inşaatlarımızı tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim etmek üzere sürecimizi yürütüyoruz. Bu süreçte vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde, yine onlara kira ve taşınma yardımı yaparak, hiçbir şekilde mağduriyet söz konusu olmadan, onlarla el birliği içinde bu süreci yürütüyoruz.” diye konuştu.
“Buranın ismini Beykoz Çayırı Millet Bahçesi olarak düşünüyoruz”
Beykoz Çayırı’nın ilçe ve İstanbul için çok önemli bir alan olduğunu, burada doğal sit alanı, korunması gereken tescilli ağaçlar ve tescilli yapılar bulunduğunu belirten Kurum, “Buradaki yeşil alan miktarını arttırıyoruz. Toplamda 80 bin metrekarelik alanı, 100 bin metrekareye çıkararak bütün İstanbul’a hizmet edecek çok önemli bir düzenlemeyi inşallah Beykoz Millet Bahçesi’ni İstanbul’umuza, Beykoz Çayırı’nda kazandırıyor olacağız. Buranın ismini Beykoz Çayırı Millet Bahçesi olarak düşünüyoruz.” dedi.
Marmara’daki müsilaj problemi
Bakan Kurum, Marmara Denizi’nde yürütülen 22 maddelik eylem planı çerçevesinde 592 bölgede temizlik çalışması yürüttüklerini ve 10 bin 500 metreküp müsilajın toplanarak, bertarafını sağladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede 26. günümüzü geride bıraktık ve tüm Marmara’da 7 ilimizde müsilajla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürmeye devam ediyoruz. Valiliklerimizin koordinasyonunda illerde belediyelerimizle birlikte ortak çalışma yürütüyoruz. Bu çerçevede hem bilimsel raporlar doğrultusunda bilimin ışığında, bilim insanlarımızla beraber bu çalışmayı yürütüyoruz. Açıkçası Marmara’mızın 26 gün öncesinden daha iyi olduğunu gözle de görebilir hale geldik. Son 3 haftalık bilimsel veriler doğrultusunda şunu gördük, müsilaj Marmara Denizi’nin orta bölgesinde değil, daha çok kıyı bölgelerinde varlık gösteriyor. Bu durum da kıyı bölgelerinde yaptığımız temizliğin ne kadar önemli olduğunu da gün yüzüne çıkarmaktadır. Etkisi müsilaja neden olan fitoplanktonların etkisini daha da azaltıyor olacağız. Bugün itibariyle 592 bölgede temizlik çalışması yürüttük ve bu çerçevede 10 bin 500 metreküp müsilajın toplanarak, bertarafını sağlamış olduk.”
Denetimler aralıksız devam ediyor
Ekiplerin 7 ilde denetimlere aralıksız devam ettiğini, bu çerçevede Marmara Bölgesi’nde 8 bin 570 denetim gerçekleştiğini, 140 tesise 18 milyon lira idari para cezası uygulandığını aktaran Kurum, yaptıkları denetimlerde Yalova’da 3, Balıkesir’de 8, Tekirdağ’da 13, Kocaeli’nde 1, Bursa’da 1, İstanbul’da 15 işletme olmak üzere 41 işletmenin de faaliyetlerini durduklarını açıkladı.
Marmara Havzası’ndaki denetimin arttırılmasına yönelik faaliyetleri üniversitelerle birlikte yürüttüklerini belirten Kurum, bu proje çerçevesinde çevresel açıdan riskli tesislerin belirlenmesi, bu tesislere ilişkin sayısal envanterin çıkarılması çalışmalarını yürüttüklerini, yapılan çalışmalarda yüzde 65 envanter sağladıklarını söyledi.
“Derin sularda oksijen azalmasına ilişkin herhangi bir emare tespit edilmedi”
Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde 21 bilim insanının içinde olduğu Bilim Kurulu’nun kurulduğunu hatırlatan Bakan Kurum, Prof. Dr. Hasan Mandal başkanlığında ayrıntılı bir çalışma yapıldığını belirtti.
Marmara Denizi’ndeki izleme sayısını 90’dan 150’e çıkaracaklarını söylediklerini ifade eden Kurum, bu çerçevede TÜBİTAK MAM ve ODTÜ ile birlikte çalışmaların devam ettiğini anlattı.
Bilim-2 gemisiyle Marmara Denizi’nde alınan numuneler çerçevesinde örnekler topladıklarını, 1200 metre derinliğe kadar bu örneklerin alındığını belirten Kurum, “Müsilajın özellikle denizin ilk 30 metresinde yoğunlaştığını, derin sulara inmediğini görmüş olduk. Derin sularda oksijen azalmasına ilişkin herhangi bir emare de bu noktada tespit edilmedi.” dedi.
İzmit Körfezi’ndeki müsilaj
İzmit Körfezi’nde oluşan müsilaj sorununa da değinen Bakan Kurum, “Körfezin batı bölgelerinde müsilajın daha az olduğunu tespit ettik. Örneğin Çınarcık Çukuru’nda en derin yerlerinde dahi herhangi bir bölgede hidrojen sülfür oluşumuna rastlanmadı.” diye konuştu.
Kurum, Marmara Denizi’nde etkisi olan noktasal kirlilik kaynaklı daha etkin bir çalışma yürütmek adına geçen hafta genelge yayınladıklarını, Marmara’daki bütün kirleticilerin yıl sonuna kadar bakanlığın 7/24 online izleyebileceği ölçüm cihazlarını takma zorunluluğunu yıl sonuna kadar getirdiklerini belirtti.
“Marmara’mızı eski haline getireceğimizi düşünüyorum”
Körfezde 4 adet, bir adet de Pendik Marina’da oksijen seviyesini arttırmak adına bilimsel çalışmaları da yürüttüklerini, ay sonunda alınacak neticeye göre bu çalışmayı Marmara Bölgesi’nde yaygınlaştıracaklarını dile getiren Kurum, Pendik bölgesindeki oksijen seviyesinin arttırıldığına yönelik çalışmaların neticelerini aldıklarını söyledi.
Mevcut atık su arıtma tesislerinin durumunu, yeni deşarj standartlarını belirlediklerini, bu çerçevede kapasitenin arttırılmasına yönelik adımları attıklarını anlatan Kurum, temizlik çalışmalarına balıkçıları da dahil ettiklerini, İstanbul’da 7 balıkçı barınağında 800 metre bariyer ile birlikte müsilajları deniz kıyısına çekmek suretiyle temizlik çalışmalarını yürüttüklerini aktardı.
Müsilajda nihai sonuç
Bakan Kurum, amaçlarının Marmara’yı en kısa zamanda eski haline getirmek olduğunu belirtti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, müsilaj ile ilgili nihai sonucun ne zaman görüleceğine ilişkin bir soru üzerine, “Eylem planımız 3 senelik bir eylem planı. Eylem planı çerçevesinde belirlediğimiz takvimden daha da önce adımlarımızı atıyoruz. Etkin bir denetim faaliyeti yürütüyoruz. 3 senelik takvim belirledik ama ben inanıyorum ki önümüzdeki 1,5-2 yıl içinde bu takvim ile birlikte adımlarımızı atacağız, o azot ve fosfor seviyesinde, olması gereken seviyeyi yakalamak suretiyle Marmara’mızı eski haline getireceğimizi düşünüyorum. Bilim insanlarımız da bu noktada olumlu görüşler veriyor.” yanıtını verdi.