Avrupa Birliği’nin Girişimi ve İsrail’in Tepkisi 2025 yılına girilirken, dünya diplomasisinin odak noktalarından biri, İran ile Batı arasındaki nükleer müzakerelerin canlandırılmasıydı. Avrupa Birliği’nin öncülüğünde yürütülen temaslar, 2015 tarihli Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın güncellenmiş bir versiyonuyla İran’ı denetim altına alma hedefi taşıyordu. Ancak umutlar kısa sürede dağıldı. İsrail, bu süreci “yalnızca zaman kazanmaya yönelik” bir taktik…
2025 yılına girilirken, dünya diplomasisinin odak noktalarından biri, İran ile Batı arasındaki nükleer müzakerelerin canlandırılmasıydı. Avrupa Birliği’nin öncülüğünde yürütülen temaslar, 2015 tarihli Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın güncellenmiş bir versiyonuyla İran’ı denetim altına alma hedefi taşıyordu. Ancak umutlar kısa sürede dağıldı. İsrail, bu süreci “yalnızca zaman kazanmaya yönelik” bir taktik olarak değerlendirerek, İran’a yönelik örtülü ve doğrudan saldırıları başlattı.
İran, hem İsrail’i hem de Amerika Birleşik Devletleri’ni açıkça suçladı ve tansiyon giderek arttı. Gözler Washington’a, özellikle de Trump yönetiminin nasıl bir tutum alacağına çevrildi. Trump’ın 2024’teki seçim zaferiyle Beyaz Saray’a dönüşü, ABD dış politikasında büyük bir değişime yol açtı. Trump, “İran rejimi ile pazarlık dönemi bitmiştir. Bu rejimle baş etmenin tek yolu kararlılıktır” diyerek yeni rotayı çizdi.
Trump’ın önünde duran seçenekler arasında; İsrail’e lojistik destek sağlamak, koordineli bir askeri operasyon düzenlemek ve baskı, yaptırım politikaları uygulamak bulunuyor. Bu seçenekler arasında en uygun olanı ve bölgedeki güvenliği en az riske atanı belirlemek, ABD’nin ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda önem arz ediyor. Netanyahu’nun savaş isteği ve Trump’ın kararlılığı, bölgedeki dengeleri değiştirecek nitelikte.
Bu gelişmeler, İran-İsrail geriliminin bölgesel çatışmadan küresel bir krize evrilme potansiyelini taşıyor. Trump’ın önünde duran seçenekler, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel güvenlik açısından da kritik bir rol oynuyor. İran’ın nükleer tesisleri, sadece bir askeri hedef olmanın ötesinde, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor.
Reklam & İşbirliği: [email protected]